Türklerde Sözlükçülük

Türk dilinin ilk sözlüğü, Kâşgarlı Mahmud’un yazdığı Divanü Lügâti’t-Türk’tür. Türk topluluklarının dili, edebiyatı, yaşayışı ve âdetleri üzerine yirmi yıla yakın malzeme topladıktan sonra Bağdat’a gelen Kâşgarlı, 1072 yılında yazmaya başladığı eserini 1074 yılında tamamlayarak Halife Muktedî Biemrillah’a sunmuştur. Divanü Lügâti’t-Türk, bütün Türk illerini ve dillerini kapsayan, bin yıl öncesinin Türk toplulukları hakkında önemli bilgiler içeren kaynak eserdir. Türk yazı dillerinin, lehçelerinin ve ağızlarının dil özelliklerini belirleyen, dokuz bin civarındaki söz varlığını derleyerek bir araya getiren Kâşgarlı Mahmud Arapça kökenli dīvān sözünü ‘sözlük’ anlamında kullanmıştır. Arapça kökenli luġāt ise ‘sözcük, kelime, söz; sözlük’ anlamlarının yanı sıra ‘dil, her kavmin konuştuğu dil’ anlamını taşımaktadır. Kaşgarlı Mahmud bu sözün teklik biçimini değil de çokluk biçimi olan luġāt sözünü ‘her Türk topluluğunun konuştuğu dil’ anlamında olmak üzere eserine ad yapmıştır. Divanü Lügâti’t-Türk’ten yaklaşık altmış yıl sonra ise Harezm sahasında hazırlanmış olan Mukaddimetü’l- Edeb, Arapça öğrenmek isteyenlere yararlı olabilecek bir eserdir. Türk asıllı olmakla birlikte Arap sözlükçülük geleneğinde önemli bir yere sahip olan Zemahşeri’nin yazdığı bu eser, Harezm Türkçesi için dil malzemesi içermektedir. Karadeniz’in kuzeyinde yaşamış olan Kuman (Kıpçak) Türklerininin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünleri ile ilgili derlemelerden oluşan Codex Cumanicus’un XIII. yüzyıl sonlarında hazırlandığı sanılmaktadır. Kumanların dil malzemesinin Latin harfleriyle ortaya konulduğu eserin ilk bölümü Kuman Türkçesinin söz varlığı ile birlikte dil bilgisi kurallarından oluşmaktadır. İtalyanlar tarafından hazırlanmış olabileceğinden ‘İtalyan bölümü’ diye adlandırılan eserin bu bölümünde Latince sözcüklerin Farsça ve Kıpçakça karşılıkları verilmiştir. (...) Türkçeden Türkçeye sözlükler ise XVIII. yüzyıldan itibaren hazırlanmaya başlanacaktır. Mehmed Esad Efendi’nin Lehcetü’l-lügat (XVIII. yüzyıl),Vefik Paşa’nın Lehce-i Osmani (1876) ve nihayet Şemseddin Sami’nin Kamus-ı Türki (1900) adlı sözlükleri Türk sözlükçülüğünün en önemli ürünlerinden yalnızca birkaçıdır. Bunlar içerisinde Kamus-ı Türki kendisinden sonra hazırlanan pek çok sözlüğe kaynaklık etmiş, sözlükçülüğümüzün dönüm noktalarından olmuştur. Türkçe Sözlük: Türk Dil Kurumunun ilk baskısını 1945’te yayımladığı ve bugüne kadar on bir baskısı yapılan Türkçe Sözlük günümüz Türk sözlükçülüğünün temel eserlerinin başında gelmektedir. Türkçenin söz varlığını ortaya koyacak bir sözlük hazırlanması düşüncesi, Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin 12 Temmuz 1932 günü kuruluşuyla birlikte gündemde yer almaya başlamıştır. (...) Türk Dil Kurumunun son yıllarda çalışmalarını bilim uygulamalarıyla yürütmesi ve yine bilişim uygulamalarıyla kullanıma sunması, sanal ortamda Türkçenin başvuru kaynaklarının artmasını sağlamıştır. Sanal Ortamdaki Sözlükler: Türk Dil Kurumunun 2002 yılında kullanıma sunduğu Güncel Türkçe Sözlük ’ten sonra geçen zaman içerisinde Kişi Adları Sözlüğü, Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü, Türkçede Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü, Türk Lehçeleri Sözlüğü, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü, Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü, Tarama Sözlüğü, Sesli Türkçe Sözlük, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü de erişime açılmıştır. Türkçedeki her sözün doğru ve örnek söylenişini sunan Sesli Türkçe Sözlük söyleyiş birliği sağlanmasında önemli bir başvuru kaynağı hâline gelmiştir. Ayrıca sözlükteki bütün sözcüklerin parmak alfabesi ile gösterilmesini sağlayan uygulama Güncel Türkçe Sözlük yazılımına eklenmiştir. Nihayet, bütün bu söz varlığını tek bir veri tabanında toplayan, bu veri tabanında sorgulama olanağı sağlayan Büyük Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Elektronik Dil Yayımcılığı Çalışma Grubunun katkılarıyla 20 Ekim 2008 günü kullanıma açılmıştır. (...) On Birinci Baskı Türkçe Sözlük: (...) Geçmişte olduğu gibi elbette günümüzde de Türk Dil Kurumu dışında sözlük hazırlayanlar, sözlük yayımlayanlar vardır. Bunların çoğu, kişilerin tek başına hazırladığı sözlüklerdir. Ancak günümüzün gelişmiş sözlükleri bir kişinin hazırlayamayacağı nitelikte, çeşitli bilim dallarında sözcüklerin ve terimlerin yer aldığı geniş kapsamlı eserlerdir. Anlamların belirlenmesi, tanımların yazılması ise başlı başına uzmanlık isteyen, sanatçılığı gerektiren bir iştir. Çağdaş sözlükler artık dillerin derlemine dayalı olarak hazırlanmaktadır. (...) Türkçe Sözlük ’ün on birinci baskısı, Türkçenin söz varlığını geleceğe taşıyan önemli bir kaynak... Türkçe Sözlük, TDK (Sunuş bölümünden)