Milli Edebiyat Şiiri Genel Özellikleri

Millî Edebiyat Dönemi Şiir 

     1911 yılına gelindiğinde Edebiyat-ı Cedide'nin devamı olan Fecr- i Âti henüz etkinliğini sürdürüyordu. Bireysel temaları ağır bir dille; sembolist ve empresyonist bir anlayışla işleyen Fecr-i âti sanatçıları Genç Kalemler dergisinde şiddetle eleştirildiler. Bu dergi şair ve yazarları 1912 yılında Selanik şehrinin 25.000 Osmanlı askerinin savaşmadan şehri Yunan Ordusu'na teslim etmesi sonucu kaybedilmesiyle İstanbul'a geldiler. Böylece Fecr-i  Âti üzerindeki baskı iyice arttı. Sanatçılarının hemen hemen tamamı Milli Edebiyat'a katıldı.Milli Edebiyat kuramcıları temel ilkelerini şöyle belirlemişlerdi:

  • Konuşma dilinde İstanbul Türkçesi egemen olacak,
  • Konuşma ve yazı dili arasındaki ayrım ortadan kalkacak,
  • Yalın ve kolay bir dilbilgisi yaygınlaştıracak
  • Türk ulusunun bütün kültür zenginlikleri işlenecek
  • Ulusal bilinci güçlendiren konulara ağırlık verilecektir.

Bu anlayışı doğrultusunda ilk şiir örneklerini veren Mehmet Emin Yurdakul'dur. Ziya Gökalp'te bu anlayış doğrultusunda diğer şairlere örnek olabilecek şiirler yazıyordu. Bu bağlamda gelişen Milli Edebiyat Dönemi şiir anlayışı şöyle sıralanabilir:

1.Kendilerinden önceki Türk Edebiyatını suni’likle ve taklitçilikle suçlamışlardır.

2.Diğer edebi alanlarda sosyal içerikle yazan Millî edebiyatçılar şiiri bunun dışında tutmuşlar, şiiri estetik bir haz vasıtası olarak görmüşlerdir. Şiirde bireyseldirler.(Ziya Gökalp –Mehmet Emin dışında)

3.Aruzun yerine daha sonraları hece ölçüsünü halk şiiri nazım şekillerini, Osmanlıcanın yerine de sade Türkçeyi kullandılar. Ancak bu dönemde dil -vezin ikiliği genel özelliktir.

4.Şairlerin millileşmeden anladıkları da farklıdır.

       a.  Mehmet Emin Yurdakul ve Ziya Gökalp millileşmeden eski Türk Tarihine, destanlara efsanelere dönüşü anlar.

       b. Yahya Kemal-Enis Behiç Osmanlının parlak devirlerine dönüşü anlar.

       c.  Rıza Tevfik-Faruk Nafiz-Orhan Seyfi-Yusuf Ziya ise millileşmeyi halk diline dönüş olarak anlar.

5.Bu dönem şairlerinde millileşme ile ilgili görüşleri doğrultusunda konu çeşitliliğini de görürüz. Gene de çoğunlukla bireyseldirler.

6.1917 yılında kurulan Şairler Derneği de bu görüş farklılıklarını gideremedi ancak şiirde konuşma dilinin kullanılmasını ve hece ölçüsünün kullanımını üyelerine tavsiye etti.

7.1917 sonrasında hece ölçüsüyle ve konuşma diliyle Türkçenin en güzel örnekleri ortaya kondu. Bunda “Hecenin Beş Şairi-Beş Hececilerin büyük rolü olmuştur.

       Şiirde hece ölçüsünün ve konuşma dilinin yaygınlaşmasında büyük katkıları olan ve Hecenin Beş Şairi olarak bilinen Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon, Halit Fahri Ozansoy ve Enis Behiç Koryürek de Milli Edebiyat hareketinin önde gelen şairleri kabul edilir. Akımın öbür şairleri arasında İbrahim Alaaddin Gövsa, Kemalettin Kamu, Mithat Cemal Kuntay, Necip Fazıl Kısakürek ve Ömer Bedrettin Uşaklı sayılabilir.

Test Çöz