Manzume ve Şiir Ayrımı
Ölçülü, uyaklı dizelerle yazılan metinlere manzume denir. “Şiir biçiminde” anlamına gelen manzumelerle sanatsal olmayan her konu işlenebilir: Tarihî bir olay veya hikâye anlatılabilir, nasihat edilebilir, yemek tarifi yapılabilir vb. Manzume sözcüğü kimi zaman şiir anlamında kullanılsa da ikisi arasındaki temel fark şiirin sanat değeri taşımasıdır. Manzumede anlatılanlar düzyazıyla ifade edilebilirken şiirde anlatılanlar düzyazıyla ifade edildiğinde sanat değeri kaybolur. Manzumede sözcükler genellikle gerçek anlamlarıyla kullanılırken şiirde çoğunlukla mecazlı bir söyleyiş, imgeleme ve çok anlamlılık söz konusudur. Şiirin mutlaka ölçülü, kafiyeli olması gerekmediği gibi dizeler hâlinde, ölçülü, kafiyeli yazılmış her metin de şiir değildir.
YALNIZLIK ŞİİRİ
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
bu gece dağbaşları kadar yalnızım
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
gözlerim gözlerini arıyor durmadan
nerdesin
Attilâ İlhan
AHLÂK
Ahlâk yolu pek dardır;
Tetik bas, önü yardır.
Sakın ‘’hakkım var’’ deme,
Hak yok, vazîfe vardır!
Hak milletin, şan onun,
Gövde senin, can onun,
Sen öl ki o yaşasın;
Dökülecek kan onun.
(...)
Millete ver canını,
Ocağını, şânını...
Bir âşık olsan bile
Feda et cânânını...
Ziya Gökalp
Yalnızlık Şiiri adlı metinde edebî sanatlar; mecazlar, imgeler, anlam kapalılığı, ahenkli söyleyiş, dil işçiliği... ile sağlanan bir estetik söz konusudur. Bu metin bir şiirdir, düzyazıya çevrildiğinde aynı etkiyi uyandırmaz; sanat gücünden ve değerinden çok şey yitirir.
Ahlâk adlı metinde anlatılanlar düzyazı biçiminde de ifade edilebilir. İmgelere yer vermeyen, çok anlamlılıktan ve sanatsallıktan uzak, konuşma diliyle oluşturulan bu metin öğreticidir. Ahlâk adlı metin; dizeler hâlinde yazılmasına, ölçülü ve kafiyeli olmasına rağmen şiir değil manzumedir.